“Kalem aldın kaşlarını çatmaya / Hicap ettim adın sual etmeye.” Dadaloğlu
Sosyal anksiyete bozukluğu ve sosyal fobi eş anlamlı olarak kullanılan terimlerdir ve iki terim dönüşümlü olarak kullanılmaktadır. Sosyal anksiyete bozukluğu diğer insanların gözleri üzerinde olunduğunda yaşanan yoğun bir endişe halidir. Rahatsızlığın şiddeti ne kadar fazla ise o ölçüde başka insanlar için sıradan durumlar rahatsızlık kaynağı olacaktır. Sosyal anksiyetesi olanlar; konuşmayı başlatamazlar, göz göze gelmekten kaçınırlar, diğer insanlara göre daha az konuşurlar, daha uzun süre sessiz kalırlar, cevap vermekte gecikirler, konuşmaya eşit ölçüde katılamazlar, bazen meslekleri gereği insanlarla ya da toplum önünde konuşmak zorunda olsalar bile, yeterli ya da rahat görünmek için fazla çaba harcarlar. Dikkatleri kendilerine yönelmiş durumdadır; diğer insanların kendileriyle ilgili ne düşündüğüyle fazla meşguldürler; bu kendine yönelme süre giden bir iç diyalog halindedir.
Sosyal anksiyete, fiziksel görünümle ilgili bir kaygı şeklinde de olabilir. Psikiyatrik hastalılarla ilgili en yeni sınıflandırma sisteminde (DSM- IV, 1994), yaşanılan kaygı günlük yaşamı ciddi bir şekilde etkiliyorsa, 18 yaşının altındaki kişilerde en az altı ay boyunca devam etmişse bu durumda ‘sosyal anksiyete bozukluğu’ tanısı konulmaktadır. Sosyal fobide görülen bilişsel belirtiler özetle; “rezil olacağım”, “komik duruma düşeceğim”, “herkes ne kadar aptal olduğumu düşünecek”, “ne kadar beceriksiz olduğum anlaşılacak”, “bir daha kimse benimle arkadaşlık yapmak istemeyecek” şeklindedir. Bedensel belirtiler ise genellikle yüz kızarması, çarpıntı, terleme, titreme, gerginlik, midede rahatsızlık, ağız kuruluğu, nefes almada güçlük, bayılma hissi, baş dönmesi ve kulak çınlaması şeklinde kendini gösterir.
Son yıllarda sosyal fobi başta olmak üzere anksiyete bozukluklarıyla ilgili giderek daha fazla sayıda araştırma yapılmaktadır. Epidemiyolojik çalışmalarda sosyal fobinin ya da yeni adıyla sosyal anksiyete bozukluğunun (SAB) sık görülen bir bozukluk olduğunun saptanmasıyla sosyal fobiyle ilgili bu çalışmaların önemini arttırmıştır.
RSS Facebook Twitter ilicMedia