Ekonomik meseleler ve kariyer hedefleri evlilikteki başlıca sorun kaynaklarındandır. Kadının kariyer ve iş hayatında aktif rol almasıyla çocuk bakımı anne ve babanın giderek daha eşit sorumluluğu haline gelmektedir. Bu yazıda para kazanmak için harcanan zamanla ev, çocuk ve eşe ayrılan zamanın dengelenmesinin evlilik hayatı için ne kadar önemli olduğunu anlatacağım ve zaman tanzimi konusunda bazı pratik çözümler sunacağım.
Para evlilikteki potansiyel çatışma alanlarının başında gelir ve en sık dört boşanma sebebinden birisidir. Ekonomik meseleler varlığın olduğu gibi yokluğun da sonucu olarak ortaya çıkabilir. Çok fazla para sahibi olmak mutluluğun ya da paranın sorun olmayacağının garantisi değildir. Evlilik kurumunun işlerinden biriside para kazanmak ve paranın nasıl harcanacağını belirlemektir. Bir ekip olarak birlikte çalışan ve ekonomik meselelerde fikir birliğine varan çiftler sürekli olarak finansman konularında birbiriyle çatışan eşlerden daha mutlu olurlar.
Çiftlerin baş etmesi gereken ekonomiyle ilgili diğer iki mesele kariyerle ilgili kararlar ve ulaşılmak istenen refah seviyesidir. Kariyer beklentileri ve refah hedefleri ilişki hedefleriyle çatışabilir. Sizin için en önemli olan nedir ve her ikiniz de bu konuda aynı fikirde misiniz? Bütün beklentilerinizi birden karşılamanın mümkün olduğunu düşünüyor musunuz? Ekonomik yaklaşımlarınızı ve hedeflerinizi açık yüreklilikle tartışmanız evlilikteki başarınız için son derece önemlidir. "Ayrı dünyaların insanları" olduğunuzu sonradan fark etmeniz acı verecektir.
Para herkes için başka bir anlam taşır. Paraya ilişkin tutumlar sıklıkla kişinin dünyayla ilgili en temel duygularını yansıtır ve genellikle kültürel grubu ve orijin ailesinde öğrenilmiştir. Bazı insanlar parayı mutluluğu garanti eden en önemli unsur olarak görürler, diğerleri ise daha ziyade güvenliğin ve korkularına karşı savunma aracı olarak görür. Bazı insanlar saklar bazıları ise harcar. Bazı insanlar para hakkında konuşmaktan rahatsız olurken, diğerleri para meselelerinde çok daha rahattırlar. Bazıları borç yiğidin kamçısıdır derken diğerleri borçlu olmaktan çok korkarlar. Statü, güvenlik, özgürlük ve kontrol insanların parayla değişik derecelerde ilişkilendirdikleri pek çok şeyden bir kısmını oluşturur.
Parayla ilgili anlaşmazlıklar sıklıkla eşler arasındaki gizli başka meselelerin yansıması olabilir. Para meseleleri nadiren yalnızca parayla ilgilidir. Ekonomik meseleler ilişkideki güç ve kontrol, bağımlılık ve bağımsızlık, adanma ve güven alanlarındaki daha derin meselelerin tetikleyicisi olabilir. Paranın sizin ve eşiniz için ne anlama geldiğini ve bu anlamın parayla ilgili tutumunuzu nasıl belirlediğini inceleyerek ilişkinizde paranın nasıl bir rol oynayacağını bulabilirsiniz. Bu meseleler daha somut farklılıkların arkasında yatarlar. Bir kez parayla ilgili duygularınızı keşfedince parayla ilgili sorunları daha kolay çözebilir her iki taraf için de tatmin edici ekonomik planlar yapabilirsiniz. Bütçe, kredi ve finansal planlarla ilgili tavsiyeler kolay bulunabilir ancak parayla ilgili tutum ve duygular daha önceliklidir ve keşfetmesi kolay değildir.
Paranın sorunları çözeceğine inanılıyor. Medyanın ve reklamların bunda payı kuşkusuz çok büyük. Çok para kazanmaya çalışan ebeveynlerin gerekçesi çocuklarının eğitimi ya da geleceğini garantileme oluyor. Ancak para kazanmak için harcanan zaman bir aile için ekmek su kadar hayati olan güçlü bir bağ oluşması için harcanması gereken zamandan çalınıyor. Üstelik fazla rahat büyüyen bir genç elindekinin kıymetini de takdir etmiyor ya da kötüye kullanıyor. Atalarımızın dediği gibi "hazıra dağ dayanmaz". Çocuğun sevildiğini hissetmek için kendisine sağlanan şeylerden çok birlikte geçirilen zamana ihtiyaç duyar ve para bu zamanı sağlamaz.
Yanlış duymadınız, iyi bir ilişki için öncelikle kendinize ait kaliteli zamanlarınızın olması gerekecektir. Çünkü bir ilişkiye getireceğiniz en değerli şey kendinizdir. Eğer kendinizi geliştirmezseniz bir süre sonra eşiniz için sıradan ve sıkıcı birisi olma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilirsiniz. Ayrıca kendinizi eşinizin yardımı olmadan mutlu etmeyi başaramıyorsanız sizi mutlu etme sorumluluğunu farkına varmadan eşinizin omuzlarına yükleyebilirsiniz. Böyle bir yük ilelebet taşınamayacak kadar ağırdır. Üstelik eşler işleri ve eşlerinden bağımsız gelişen sorunları nedeniyle zaman zaman eşlerinin beklentilerini karşılamakta güçlük çekebilirler.
Özellikle kocası çalışan ve kendisi evde bütün güç ev işleri ve çocuklarıyla zaman geçiren kadınlar ve işten yorgun gelen erkekleri benzer bir sorunu sıklıkla yaşarlar. Kadın "bütün gün evde onu bekliyorum, o ise asık bir suratla eve geliyor ve televizyon kumandası elinde benimle tek bir kelime konuşmadan bütün geceyi geçiriyoruz" der. Erkek de enerjisinin tükendiğini ve eşiyle muhabbet edecek dahi enerjisi olmadığını, mümkün olan en pasif pozisyonda geceyi geçirmekle enerjisini toplayabildiğini düşünür.
Çalışmayan kadınların kocalarına öneriler: Dinlenmek için televizyon seyretmek dışında yollar keşfetmek zorundasınız.
Kendinizi geliştirmeniz iyi bir eş, iyi bir ebeveyn olmanızın da rolüdür. Kendi sorunlarını çözememiş insanlar evliliklerinde eşleri ya da çocukları üzerinden kendi sorunlarını çözmeye çalışırlar. Bu eş ya da çocuk üzerinde kaldırılması imkansız bir yüktür.
İş ve aile yaşamı arasındaki dengenin kurulması mutlu bir aile ve birey için hassas ve özenle ele alınması gereken bir konudur.
Çocuğunuzun hasta olması, eşiniz ya da çocuğunuz için önemli bir program ile işiniz açısından önemli bir toplantının çakışması, iş seyahatine çıkmanız gibi durumlarda iş ve aile yaşantıları arasındaki dengenin kurulması özellikle zor ve gerilim kaynağı olabilir.
Anneler için bu dengenin kurulması için özellikle daha zordur. Çünkü kadının her ne kadar iş yaşantısında yer alması artık çok doğal kabul edilir olsa da, kadının aile içindeki rolüyle ilgili geleneksel beklentilerden tamamen vazgeçilmiş değildir. Etüd merkezlerinde, kreş ve anaokullarında büyüyen çocuklarda görülebilen davranış problemlerine dair bulgular annelerin iş aile dengelerini kurmalarını daha stresli bir hale getirmektedir.
Eşlerden birinin çalışmıyor olmasının özel zorlukları vardır. Tek işin bir evi geçindirmesi giderek daha zorlaşmaktadır. İş yaşamından fedakârlıkta bulunan eşin duygusal olarak daha fazla desteğe ihtiyacı olacaktır. Ekonomik zorluklarının yanı sıra ekonomik bazı avantajları da olacaktır bir eşin evde kalmasının. Örneğin çocuk bakımı için harcanan paralardan tasarruf edilir, yemek ve iş için zorunlu olan kıyafetlerden tasarruf edilir. Birçok çift bir eşin çalışmamasının ailede işlerin daha iyi gittiğine inanmaktadır.
Bu konuda tek bir doğru olduğunu söyleyemeyiz. Doğrusu esnek olabilmektir. Birinci adım ne istediğinizi ya da ne istemediğinizi bilmenizdir. Hem bir kariyer sahibi olmak hem de çocuğunuzu her gün görmek istiyorsanız, zamanınızın yarısında seyahat etmenizi ya da 24 saat 7 gün boyunca dikkatinizi vermeniz gereken bir işi kabul etmemeniz gerekir. Eğer bekarsanız, evli olan iş arkadaşlarınızın aileleri için kaytarmalarının yükünü üstünüze almayın. Dengeyi kurmak için illaki evli olmanız gerekmez. İş dışındaki zamanınız ve arkadaşlarınız için sizin de dengeyi kurmanız gereklidir.
Enerji düzeyinizi iyi bilin. Bazı insanlar 4 saat uykuyla yetinebilirken diğerleri 8 saat uyumazlarsa kendilerini kötü hissederler. Eğer 4 saatle yetinen biriyseniz sabah 4 ile 7 arasında spor yapabilir ya da dilediğiniz bir hobiyle uğraşabilir, kitap okuyabilirsiniz. Ama eğer 8 saat uyku uyumalıysanız o zaman uyuyun.
Aile iş dengesinin kurulması ekonomik değerleri, cinsiyet rollerini, kariyer hedeflerini, zamanı etkili kullanmayı ve pek çok diğer faktörü içine alan karmaşık bir meseledir. İçinde yetiştiğimiz kültürel ortam ve orijin ailemizden kaynaklanan değerler daha önceden tahmin edemeyeceğimiz ve tam olarak anlamadığımız şekilde tercihlerimizi etkiler ve tahminin ötesinde yaşamlarımızı etkiler. Evliliğin birçok diğer zorluğu ve ikilemlerinde olduğu gibi aile ve iş dengesini kurmanın her duruma uyan tek bir kolay çözümü yoktur. Her birey ve çiftin kendi tercihleri ve özel ihtiyaçları olacaktır.
Diğer bazı toplumun bir aileyi oluşturan kadın ve erkekler için belirlediği rollerin kalıplarını kendilerine dar ve uygunsuz bulurlar bu sınırlamalardan kaçınmaya çalışırlar. Zaman zaman çiftler aileyle ilgilenme ile kariyer ve maddi hedefler, kendini geliştirme ve gerçekleştirme arasında neye öncelik vereceklerini belirlemekte zorlanırlar.
Dengeyle ilgili olarak en önemli nokta şudur: Hazırlık yapmak, farkında olmak ve ortak kararlar almak. Bunlar doğru aile-iş dengesini kurabilmeniz ve sürdürebilmeniz için anahtar rol oynarlar. Birçok çift ailelerinin önceliklerinden onları uzaklaştıran güçlü çekimlere maruz kalırlar. Eğer aktif olarak dengenizi siz planlamazsanız, bu güçler baskın gelebilirler. Dengeyi sürdürmek için açık ve net bir planınız yoksa aile için ayrılan zaman ve enerjiniz giderek azalır ve yok olur.
Aile iş dengesi durağan bir durumdan ziyade sürekli gelişen ve değişen bir süreçtir. Zaman zaman dengeyi devam ettirmek için meslek ve kariyer seçimi, çocuklara ayrılan zamanın düzenlenmesi, rollerin ve sorumlulukların paylaştırılması gibi önemli kararlar alınmasını gerektirir. Denge işi haftalık hatta günlük, dahası zaman zaman saatlik değişimler ve kararlar gerektirebilir. Bu zamanlar aileye ayrılan zamanın korunması için aile lehine fırsatların değerlendirilmesi ya da diğer önceliklerin ön plana çıkmasına engel olunması gibi çabalar gerektirir. Denge sürecinin doğası kendinizi gerektiği gibi ayarlayabilmenizdir. Hiç bir karar, plan ya da yaklaşım kalıcı olmak zorunda değildir. Eğer bir karar işe yaramıyorsa yeniden değerlendirebilmeli ve değişiklik yapabilmelisiniz. Aslında dengelerinden memnun olan çiftlerin ön plana çıkan özellikleri amaç ve öncelikli hedeflere doğru (dışarıdan gelen taleplere değil) sürekli bir taktik uyum sağlama becerisidir.
Doğru aile-iş dengesine ne zaman ulaştığınızı ve ne zaman bir plan değişikliği yapmanız gerektiğini nasıl anlayacaksınız? Herkes için farklı olmakla birlikte iyi dengenin özellikleri şunlardır (Sandy Epstein on BlueSuitMom.com):
· Hem iş hem de aile için aşırı çaba harcamadan yeterli zaman ayırabilmek ve rahat bir yaşam sürdüğünü hissedebilmek;
· Örneğin çocuk bakıcısının hastalanıp işe gelememesi, arabanın bozulması gibi küçük acil durumlar için yedek zaman ayırabilme esnekliğinin olması;
· Gelecek için doğru kişisel ve profesyonel yol üzerinde olmak.
Eşlerin yüzleşmek zorunda kaldıkları ilk büyük denge kararı anne baba olduklarında gündeme gelir, elbette eğer çocuk sahibi olmayı daha önceden planlamışlarsa. Evlenmeden önce uzun süre birlikte yaşamış olsanız bile çocuk sahibi olmadan önce evlilik sonrası yeterli bir bağlanma süresi geçmesine izin vermek en önemli ve aynı zamanda maalesef en az dikkate alınan durumlardandır. En azından bir yıllık bir sürenin hamilelik öncesinde beklenmesi tavsiye edilebilir. Kişisel, kariyerle ilgili ve ekonomik meselelerin halledilmesi de çocuk sahibi olmadan önce dikkate alınması gereken diğer meselelerdir.
Dengeyle ilgili verilmesi gereken diğer bir kritik karar bir ya da her iki eşin birden ev dışında çalışıp çalışmayacağı ve nasıl işlerde çalışacaklarıdır. Bu kararlar ekonomik ve kariyere dair hedeflerinizle, işinizden elde ettiğiniz doyum miktarı, enerji düzeyiniz, çocuklarınızın yaşamlarında ne kadar yer almak istediğinize göre değişebilmelidir. Hem çalışan hem de evde duran anne babalarla konuşarak onların tecrübelerinden istifade etmenizi tavsiye ederiz.
İşle ilgili dikkate alınması gereken faktörler potansiyel gelir, kariyerdeki devamlılık ve gelişme imkanları, işyerindeki entellektüel ve sosyal imkanlar, çocuklar için kreş gibi olanaklar ve bunun gibi bazı faktörlerdir. Olumsuz faktörler de aileyle geçirilen zamanın azalması, yorgunluk, hafta sonlarında eve getirilen ufak tefek işlerdir. Eğer işle ilgili temel motivasyonunuz ekonomik ise, çalıştığınız takdirde çocuk bakımı için harcanacak para, ulaşım masrafları, iş için almanız gereken kıyafetler ve diğer işle ilgili ek masraflardan sonra geriye kalacak olan gerçek kazancınızın ne olacağını iyi hesap etmenizde fayda vardır.
Eğer çalışmaya karar verirseniz dengeli bir iş aile yaşamı için, esnek zamanlaması olan, çocuk bakımı için imkanları olan, ekstra çalışma saatleri konusunda sınırları olan bir iş yeri ve aile önceliklerine anlayış gösteren bir işveren bulmanızda fayda var. Yarı zamanlı (part time) bir iş, esnek zamanlı bir iş, haftanın 3 ya da 4 günü çalışmanıza izin verebilecek bir iş, evden yürütebileceğiniz bir iş, mevsimsel bir iş gibi seçenekler de değerlendirilmelidir. Bazı uzmanlar iş görüşmesi sırasında bu meseleleri gündeme getirmenin hem sizin hem de işveren için gerçekçi beklentileri destekleyecektir. Eğer bu konuları konuştuğunuz için işe alınmayacaksanız bu iş zaten sizin denge öncelikleriniz açısından uygun olmayacaktır. Sahte ve gerçek anlaşmayı birbirinden ayırt etmek kritiktir. Büyük işverenlerin bu meseleleri dile getiren yazılı politikaları ve prosedürleri vardır.
Orta ekonomik sınıfta olan ve her iki eşin de tam zamanlı (bütün gün boyunca) çalıştığı ailelerden kendilerini iş aile dengesinde başarılı olduklarını düşünenler, dengeyi sağlamak için şunları yapmaktadırlar: Ev işlerini paylaşma; çocuk bakımında her iki tarafın da aktif katılımı (kadın çocuğu tekeline almaz ve erkeğin eşit katılımı için imkan sağlar); kararların ortak alınması (ihtiyaçların özgürce dile getirilmesi; ekonomik olarak eşit katılım; her iki eşin de iş ve yaşam hedeflerine değer verilmesi (erkeğin kariyeri bir şekilde daha çok önceliklidir, ayrı ve bireysel zaman ve aktiviteler için destek sağlanır);
Aile ve iş dengesi konusunda kendilerinden hoşnut olan çiftler şunları da yapmaktadırlar: Aile en üst düzeyde profesyonel sorumluluklar ve ilerlemeye önceliklidir; işten zevk ve amaç elde edilir; aile ve iş birbirinden ayrılarak sınırlar çizilir ve işverenlerle bu konuda uzlaşılır; aileyle oyun ve eğlence önceliğe alınır; her iki tarafın da para kazanmasından gurur duyulur; basit yaşanır ve ekonomik baskıları ve iş saatlerini azaltmak için bazı maddi lükslerden vazgeçilebilir; proactive karar verme: eğer başarıyı işte yaptığınız şey olarak tanımlarsanız o zaman bütün yapacağınız şey bu olur. Bununla birlikte eğer başarıyı mutlu bir aile ve evlilik sahibi olmak ve işte mutlu olmak olarak tanımlarsanız, o zaman bütün bunları gerçekleştirirsiniz; aileye ayrılması gereken zamanın değerinin farkında olmak ve onu korumak, şimdiki zaman yönelimli olmak.
Geleneksel evlilikler günümüzün modern yaşamında değişmiş olmakla birlikte bazı geleneksel motiflerin birçok ailede değiştirilerek korunduğunu görüyoruz. "Modifiye geleneksel" olarak isimlendirilebilecek bu yeni aile tipinde de farklı bir denge modeli ortaya konmaktadır. Bu modelde birincil cinsel sorumluluklar nettir, erkek para kazanırken kadın bakım verendir. Erkeklerin gelir düzeyi daha yüksektir ve aileleriyle daha fazla serbest zaman geçirirler. Kadınlar kendi işlerinden para kazanarak destek olurlar, akraba ve arkadaşlarla zaman geçirirler, erkekler çocuklarla tek başlarına zaman geçirebilirler ve eşlerinin ihtiyaçları doğrultusunda kendi davranışlarını değiştirmek üzere ve kendi ihtiyaçlarıyla da ilgili olarak iletişime açıktırlar. Ekonomik gerilim her iki eş için de dengeden uzaklaştırıcıdır.
Günümüzde kadının daha çok iş hayatına girmiş olması ve iş olanaklarının artmasına rağmen halen çocuk bakımı ve ev işlerinde büyük oranda sorumluluk almaktadır. Sosyolog Hochschild yapığı araştırmada bunun hem erkek hem de kadınlar için ailede mutluluk kaynağı olduğunu söylüyor (Arlie Russell Hochschild, The Second Shift).
İş düzeniniz ne olursa olsun dengeyi güçlendirmek şu önerileri sıralayabiliriz:
· Sürdürmek istediğiniz önemli aktivite ve uğraşların bir listesini yapın.
· Bunları korumak için sınırlar koyun, sizin için önemli olan şeylere engel olacak aktivitelere katı bir şekilde hayır deyin.
· Sizin için itici olan, zamanınızı boşa harcayan, enerjinizi azaltan yapmak istemediğiniz şeylerin de bir listesini yapın.
· Bu ve diğer önemli olmayan işler için yardım alın ya da birini tutun.
· Bir aktiviteyi ya da görevi reddetmek ya da birine yaptırmak mümkün değilse mümkün olan en avantajlı anlaşma için anlaşma yapın.
· İş arkadaşları, ortakları ile aileleri hakkında ve de ailesiyle işleri hakkında iletişim kurabilen kişilerin daha tatminli olduklarını ve her iki alanda da (iş ve aile) daha yüksek düzeyde işlevsel oldukları görülmüştür.
· Eşinizle bireysel ve karşılıklı denge hedeflerinizi karşılamak için uzun vadeli planlar yapın.
· Eşinizle düzenli kısa süreli planlar yapın: Örneğin gelecek her hafta için pazar gününden aktivite ve düzenlemeleri gözden geçirin. Bir sonraki günün aktivitelerini her akşam gözden geçirin.
· İş paylaşımını organize edin ki her biriniz sizin için en kolay ve zevkli olan görevleri yapabilsin.
· Eşinizin üstlendiği ya da başkalarına verdiğiniz sorumlulukların peşini bırakın. Eşinize devrettiğiniz işlerin eksik yapılmış olabileceğini düşünerek kontrol etmemeye ve eleştirmemeye çalışın. Eşiniz kendisine düşen işleri eksik yaptığı için yaşadığınız suçluluk duygusundan kurtulun.
· Önceliklerinizi kesin olarak belirleyin. Planlarınız içine gevşek zamanlar koyun, iş listenizi zamanınıza yüzde yüz uydurmanız mümkün değildir, acil durumlar için uyum sağlayabilmelisiniz.
· Önce kendinize mümkün olan her fırsatta iyi bakın. Eğer siz tükenizseniz diğerleri için de bir şey yapamazsınız.
· İş yerinde her zaman profesyonel olun. İşinize erken gidin, işten tam zamanında ayrılın. Evde işe engel koyun ya da katı olarak planlanmış zamanlara sınırlayın. Hafta sonu işini en aza indirin. Sizi işten çağıracak ailevi acil durumlara hazırlıklı olun. Altınızda çalışanları siz uzakta olduğunuzda sorumluluklarınızı ele alabilecekleri şekilde eğitin.
Daha öncelikli eylem ve uğraşları gerçekleştirmek için bazı hedeflerden feragat etmeyi kabul edebilmek son derece gerekli fakat çok da kolay bir iş değildir. Kendinize sık sık gerçek değerleriniz doğrultusunda bir yaşam sürebilmeniz için bu stratejilerin gerekli olduğunu hatırlatın.
RSS Facebook Twitter ilicMedia